Kayıtlar

SAL Kazanımları

Hukuk Fakültesi 1.sınıf öğrencisiyim. Bugün yaşadığım bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum. Malum COVID-19 salgını yüzünden üniversiteler uzaktan eğitim yapıyor. Online sınavlar, ödevler birçok uğraş içerisindeyiz. İnkılap tarihi dersi için "profesör" olan hocamız bizden bol araştırmalı, dipnotlu, kaynakçalı bir ödev istedi. Anlayacağınız okuduğumuz bölüm için en azından not olarak bizi çok etkilemeyen, diğer derslere nazaran daha az çalışmamız gereken bu ders için yoğun bir tempo harcıyoruz. Neyse uzatmayayım, ödevlerimizi teslim ettik notlarımızın açıklanmasını bekliyoruz. Açıklanması gereken tarihten 3 gün sonra notlarımız açıklandı. Sınıf whatsapp grubumuza gelen mesajlardan herkesin aynı notu aldığını öğrendik. Hatta ödevi göndermeyenlerin de aynı "yüksek" notu aldığını gördük. Tabi ki buna itiraz eden arkadaşlarımız oldu. Ama çoğunluk zaten yüksek not aldığımızı "adalet arayışı içine girmenin" gereksiz olduğunu savundu. İtiraz için hocaya mesaj atar...

Üşüyorum...

Bu defa sizinle bir şiirimi paylaşmak isterim. Üşüyorum... Dışarda hava sıcak, ben içerde üşüyorum. Soğukları sevmiyorum, üşüyorum. Üşüyen sadece bedenim değil, Kalbim üşüyor, yalnızım. Yalnızlık beni bana bağlıyor, Kendi eksenimde dolanıyorum. Sağımda duvar, solumda duvar Üşümüyor, titriyorum. İçerim dışarı olmuş, dışarım içeri Beynim üşüyor, Düşünceler benden kaçıyor, Düşünemiyorum, unutuyorum, utanıyorum. Birisi bir çubukla dereyi karıyor, Beynim bulanmış, aklım boşa akıyor. Ben o bulanıklıkta yönünü bulmaya çalışan bir balık, Odam bir akvaryum, ben susuzlukta boğuluyorum. Dışarı atmak istiyorum kendimi ama üşüyorum. İçerde üşümekten, dışarda boğulmaktan korkuyorum. Nasıl ve niye yaşıyorum? Yaşadım mı, yaşamadım mı bilemiyorum. Ha yüz yirmi metrekare, ha iki metrekare, ne fark eder? Orada da duvarlar arasında, burada da, Nefes alamadıktan sonra. Kendimi kapamışım, ağlıyorum. Üşüyorum ben, üşüyor ve küçülüyorum. Selçuk Büyüktanı...

Akşam Yemeği

Akşam yemeği İlkini Ankara’da yapmıştık; ikinciyi Aachen’da, üçüncüyü Viyana`da yaptık. Çünkü üç yılda üç şehir değiştirdik. Evet dostlar, bu hikaye 2017’de başladı. Ankara’da yaşıyoruz. Bir akşam kızlarım bir öneride bulundu:                “Birlikte yemek programı yapalım.”                Bu öneri eşimle benim de hoşumuza gitmişti. Aileyi yakınlaştıracak, ilişkileri kuvvetlendirecek bir öneri idi. Üç ay evvel eve giren hırsızın yaratmış olduğu tahribatı nihayet onarmak için bir fırsat olabilirdi. Üç aydır sinirlerimiz fazlasıyla tahrip olmuş, geceleri rahat yatamaz, sabahları huzurla kalkamaz olmuştuk. Bir hırsız aile huzurumuzu alıp götürmüştü. Daha fazla tahrip etmesine müsaade etmeden toparlanmamız, ayağa kalkmamız gerekiyordu. Ankara’da sormadığım kuyumcu kalmamıştı. Çalınan bilgisayarın üretici firmasına kadar sormuştum. Bir umutla,...

Coronalı Günler

Coronalı Günler -1 Coronalı günlerde evlerine çekilmiş insanlar yeni yeni uğraşıların içine giriyor. Ben de yeniden bilgisayarımın başına geçtim, yazmaya koyuldum. Bir nefesin kıymetini anladığımız günlerden geçiyoruz. Ölenler hep nefessizlikten ölüyor. İnsanın ömrü pamuk ipliğine bağlıdır derler ya, öyle bir şey. Yarın başımıza ne geleceğini bilemeyiz ama olumlu düşünüp düşünmemek bizim elimizde. Ben şuna inanırım. Olumsuz düşünen olumsuzluğu, olumlu düşünen olumluyu çağırır. Olumlu düşünmek konulu bir deneme yanılma Yanlış yok; az doğru çok doğru işler vardır. Yatakta durmayın, uyandıysanız kalkın. Bir kahve yapın, gazetenizi ya da derginizi alıp oturun, birkaç sayfa okuyup kafanızı ve kafanızın içindeki düşünceleri oturtun. Gerekirse gece kafanıza üşüşen düşünceleri sabah yazın, kafanız rahatlayacaktır. Ondan sonra gününüzü planlayıp kahvaltıya güler yüzle oturun. İnanın akşam yemeğine de güler yüzle oturacaksınız. Uykumu alamadım filan demeyin. Her şey sizin beyninizde bitiyor...

Yazarlık Hakkında Bilgilendirme

Sevgili Selçuk Anadolu Liseliler, İnsanlık son zamanlarda bir çeşit virüs etkisiyle kötü günler geçiriyor. Kısa süre içinde hasta olan insanlarımızın iyileşmesini temenni ediyor, daha iyi günlere kavuşmayı umut ediyoruz. Organizasyon olarak neyi amaçlamaktayız? Yılda bir kere pilav günü yapmayı mı? Biz bir sivil toplum kuruluşuyuz. Bildiğiniz üzere dernekler, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen, gelirlerini bağışlar veya üyelik ödemeleri ile sağlayan, topluma yararlı hizmetler geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır. Üyelerine ve çevrelerine yardım etmek için kurulmuşlardır. Bildiklerimizi, sizden aldıklarımızı, öğrendiklerimizi topluma aktarmayı ve bağışlamayı borç edindik. Bu kapsamda yazılarını sitemizde yayınlayacağımız, aşağıdaki etiketlerde içerik üretebilecek yazarlar arıyoruz. Etiketler: Muhendislik, Bilim, Felsefe, Sağlık, Sanat, Ekonomi, Hukuk, Eğitim, Tarih, Psikoloji, İlahiyat, Edebiyat, Dil, Müzik, Yaşam, Seyahat, Öykü, Doğa...